Aile İçi İletişimsizlik
İletişim, aileyi bir arada tutan harç gibidir. Harç nasıl
dağınıklığı engelliyor ve malzemeleri sağlam bir şekilde birbirine bağlıyorsa,
iletişim de ailenin dağılmasını önleyen en önemli etken sayılmaktadır.
Aile içi iletişimsizlik öncelikle çocuğu veya genci olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü çocuk model olarak anne-babasını örnek almaktadır. Çocuk aile içinde gördüğü olumsuz tavırları kendine benimsediğinde çevresine ve bizzat kendi evliliğine uyarlamaya çalışacaktır. Babasından çok kez dayak yemiş bir çocuğun kendi çocuğunu da bu şekilde dövmesi ve ona: ‘beni babam az dövmedi.’ diyerek geçmişin öcünü alırcasına davranması iletişimsizliğin getirdiği en belirgin iletişimsizliktir. Buradan çıkan sonuç ‘iletişimsizlik başka bir iletişimsizliği doğurur.’ yargısıdır.
Aile içi iletişimsizliğin en büyük etkeni de tutarsız davranışlar sergilemektir. Eşler birbirine veya ebeveynler çocuklarına herhangi bir konuda tutarsız davranış sergiliyorsa aile için büyük bir sıkıntı oluşuyor demektir. Eşler arasında söylenenin farklı ama davranışın farklı olduğu anlaşılırsa eşler birbirlerine karşı şüphe duymaya başlarlar, bu şüphe duygusu beraberinde sürekli olan tartışmaları getirir. Aile şüphe üzerine kurulan bir yapı olmadığı için bunu kaldıramaz ve aile yapısı bu iletişimsizlikten dolayı zedelenir. Çocuk anne-babasının neye kızdığını veya neye izin verdiğini kısmen kestirebildiği için herhangi bir tutarsız davranışta oluşan boşluğu kendince kararlar vererek doldurmaya çalışıyor. İletişimsizliği engellemenin bir yolunun tutarlı davranmak olduğu sonucuna vardık.
İletişimsizlik aileyi yıpratır, çocuğu yıpratır ve pişmanlıkları arttırır. Bunun için öncelikle çocuğun gelişim evrelerini ve bu evrelerde sergilediği hareketleri, neleri örnek aldığı ebeveyn tarafından öğrenilmelidir. Eşler arasında yalan olmamalı ve sevgisizlik varsa en başından aile olmaktan vazgeçilmelidir. İletişimsizlik konusunda bir de şunu söylemem gerektiğini düşünüyorum: Ne olursa olsun karşınızdaki kişinin açıklama yapmasına izin verin.
Aile içi iletişimsizlik öncelikle çocuğu veya genci olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü çocuk model olarak anne-babasını örnek almaktadır. Çocuk aile içinde gördüğü olumsuz tavırları kendine benimsediğinde çevresine ve bizzat kendi evliliğine uyarlamaya çalışacaktır. Babasından çok kez dayak yemiş bir çocuğun kendi çocuğunu da bu şekilde dövmesi ve ona: ‘beni babam az dövmedi.’ diyerek geçmişin öcünü alırcasına davranması iletişimsizliğin getirdiği en belirgin iletişimsizliktir. Buradan çıkan sonuç ‘iletişimsizlik başka bir iletişimsizliği doğurur.’ yargısıdır.
Aile içi iletişimsizliğin en büyük etkeni de tutarsız davranışlar sergilemektir. Eşler birbirine veya ebeveynler çocuklarına herhangi bir konuda tutarsız davranış sergiliyorsa aile için büyük bir sıkıntı oluşuyor demektir. Eşler arasında söylenenin farklı ama davranışın farklı olduğu anlaşılırsa eşler birbirlerine karşı şüphe duymaya başlarlar, bu şüphe duygusu beraberinde sürekli olan tartışmaları getirir. Aile şüphe üzerine kurulan bir yapı olmadığı için bunu kaldıramaz ve aile yapısı bu iletişimsizlikten dolayı zedelenir. Çocuk anne-babasının neye kızdığını veya neye izin verdiğini kısmen kestirebildiği için herhangi bir tutarsız davranışta oluşan boşluğu kendince kararlar vererek doldurmaya çalışıyor. İletişimsizliği engellemenin bir yolunun tutarlı davranmak olduğu sonucuna vardık.
İletişimsizlik aileyi yıpratır, çocuğu yıpratır ve pişmanlıkları arttırır. Bunun için öncelikle çocuğun gelişim evrelerini ve bu evrelerde sergilediği hareketleri, neleri örnek aldığı ebeveyn tarafından öğrenilmelidir. Eşler arasında yalan olmamalı ve sevgisizlik varsa en başından aile olmaktan vazgeçilmelidir. İletişimsizlik konusunda bir de şunu söylemem gerektiğini düşünüyorum: Ne olursa olsun karşınızdaki kişinin açıklama yapmasına izin verin.